Yalandır kısalığı yaşamın... Ve özellikle insan dediğimiz şey, inançlı bir insan soyunun parçasıysa... Edip Cansever ...
Önemli olan Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı’da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir… Hakan Günday
Deniz, analar gibi, sevdiğini, dölyatağında tutup saklayacaktır, bir daha doğurmamak üzere... Bilge Karasu
Kör gibi yürütürdüm kutlu yollarda eskiden : derken pislik attınız körün yoluna: şimdi kör, eski kaldırımından tiksiniyor... F.Nietzsche
bir yankı duyulurdu hiç'likten bütün yalnızlıklarınızın ilenci korusun çoğulluklarınızı cinnet koyun erdemin adını maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın hepiniz mezarısınız kendinizin...
Metafizik açıdan bakıldığında ise daha değişik bir durumla karşılaşılır, daha bir açık seçiklik kazanır sorun, çünkü söz konusu açıdan bakıldı mı, "intihar edenler", bireyselleşmeden kaynaklanan suçluluk duygusuna yakalanmış kişiler olarak, kendilerini geliştirip mükemmelleştirmeyi yaşamlarının bir amacı saymayan, tersine kendi kendilerini çözüp dağıtmayı, anne'ye dönmeyi, Tanrıya dönmeyi, evrene dönmeyi amaç edinen varlıklar olarak karşımıza çıkarlar. Hermann Hesse
İnsan kendini çok derin tahlil etmemeli, yoksa hiçbir şey yapmaz, yaşam durur… Bir kaya parçasının üstünde hiç kımıldamadan oturan bilgelere döneriz… Bu da ne kadar bilgecedir bilemiyorum… Aşikar olanı silerler ama bir şey sildirir onlara… Tek bir sineğin kendisiyle düzleşmesi gibidirler bir anlamda… Kaçış yok, etki yok, etkisizlik yok… Kendimizi zarar hanesine yazmaktan başka çare yok… Oynayabileceğimiz bir hamlemiz kalmamış… Mat olmuşuz…Bukowski