Yitikmavi

Yalandır kısalığı yaşamın... Ve özellikle insan dediğimiz şey, inançlı bir insan soyunun parçasıysa... Edip Cansever ...

Önemli olan Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı’da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir… Hakan Günday

Bu Blogda Ara

Pinhan..

Kırılmamak için bükül, Düz olmak için eğril. Dolmak için boşal, Parçalan ki yenilen
Az şeye sahip olanlar, Çoğa kavuşabilirler. Çok şeyi olanların zihni karışır.
Tao Te Ching 22



* Zifiri bir halka idi toprak, Yıldızlara sığınırdı bazen..

* Gidip de varamamaktan değil, varıp da dönüş yollarını kaybetmekten değil, dönüp de geri bıraktıklarını yerlerinde görememekten değil; bir kendini bulmaktan,bulduğundan korkmaktan korktu...

* Av olmayınca, avcının ne denli naçar kaldığını anladılar…


Gündüz ve gece
Güneş ve ay,
Ayrılmışlardı uçurumdan hudutlara
Ve o,
kah orada, kah burada,
konargöçer, ölürdirilir umutlarla
sırrını canından ala bilerek korumakta,
ağyarın gözlerinden,
yavuz dilden sakınarak yaşamakta
ve deli gibi korkmakta idi
uçurumun üzerinden her atlayışında..
Ta ki, o güne, o mavilikle buluşana kadar…

* Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın…

* Gelen, gidende saklıdır; giden gelende saklı..

* Katreyiz alemde, lakin dilde derya olmuşuz.. İ.H. Erzurumi

* Canansız can, cansız canan olamazdı. Aşığın da maşuğun da gıdası, mayası aşktı..

* Büyümenin de alameti gözlerde saklıydı..

* İnsanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin…

* Bakmayı bilirsen, gözlerin sana oyun etmez,dosdoğru görürsün. İçte saklı olanı, acıtanı, kanatanı görürsün..

* Hayalle hafıza ateşle su gibidir. Her biri ister ki bir tek kendi kalsın orta yerde, öteki kaybolsun. Hayal dediğin hafızayı boğmak, hafıza dediğin de hayali yıkmak ister…

* Hatırlamak için hayal kurmaya, hayal edebilmek için de hatırlamaya muhtacız.

* Her hikaye, ezeli eveli olmayan, alabildiğine hudutsuz bir andır.. Ne başta, ne sonda; tam da ortadadır. ‘O vakit hayal de hafıza da anlar ki hikayeler hep eskidir, aynıdır..’

* Hiç kimse her daim kudretli yahut her daim naçar olamazdı. Yüksekten uçanların
boyun eğdiği, alçaktan kanat çırpanların da şimşek hızıyla maviliklerde gözden
kaybolduğu zamanlar muhakkak ki vardı.

* İnsan bazen ağır ağır, kademe kademe görür. Bir resmin eteklerindeki ayrıntılardan başlar görmeye ve orda burada yalpalayan, kıvrılan bakışları usul usul varır resmin merkezine…

* Halka, bir nokta idi başlangıçta/ne küçüktü ne büyük/ ne yerdeydi ne arşta/ çünkü sadece o vardı/ nokta dediğinse ısırılmamış,dişlenmemiş bir elma/ elma diri, elma sulu ve kan kırmızıydı/ ne zaman ki diş geçirildi elmaya/ ne zaman ki o kırmızı cevher oldu ikipare/ben, sen davası çıktı ortaya/ayrı düştük gayrı düştük/ vakit yitirmeden dönelim istersen sılaya/ bir iken çok olduk/ çok iken bir olalım dersen hatırla/ hafıza elmayı hikaye eder kuytularda/

* Katreyiz alemde, lakin unutma ki tek bir nokta,tekmil sırları içinde barındırır..

Kırılmamak için bükül
Düz olmak için eğril.
Dolmak için boşal,
Parçalan ki yenilen
Az şeye sahip olanlar
Çoğa kavuşabilirler
Çok şeyi olanların zihni karışır.
Tao Te Ching 22

* Devir döndü; Zaman yine piç oldu.. Teslim Abdal

Korku duydu,
Çünkü yalnızlık korku yaratır.
‘Benden başka hiçbir şey yoksa niçin
korkayım?’ Diye düşündü.
O zaman korkusu geçti.
Korkacak hiçbir şey yoktu;
Çünkü korku ikinci bir varlık olduğu zaman gelir.
İ.Ö. 700’den kalma Hint örneği
Brihadaranyaka Upanişad

* Şarabi bir halka idi ateş, Kanına susardı bazen..

* Benim mekanım balçıktır/ gıdam ise safi aşk/korku ile beslenmez imanım/ korku dediğin safi yalandır/ korku ile yakaran/ bir kendini sever/ aşk ile yanıp tutuşan/ geçer serden/ her dem yeniden tutuşturur küllerini…

Itır gülün sesi,
Işık sonsuzun
Geceleri ölüm
Konuşur karanlıklarda..
Cemil Meriç

* Sarı bir halka idi su, rengiyle dalaşırdı bazen..

* Suda yürüyenlerin rüyalarını tabir edebilmek, içini olana değil, olmayana bakmak şarttır…

* Öfke sıcaktır, üflemeden yenmez…

* Öfke dediğin, öfke ile diniyor..

* Gözyaşı ırmaklara benzer..

* Kaçarak, korkarak, saklayarak, bitmez tükenmez can sıkıntılarından mürekkep bir hayatı yaşamak, yaşamak değildir. İnsan ki eşref-i mahlukattır; bir nebat gibi hissiz yaşamak ona yakışmaz…

* Hiçbir şeyi yoktu ve olsun da istemiyordu. Kente, konuşmalara, kitaplara gidiyordu. Sözcüklere doğru yola çıkıyordu. Sylvie Germain Amber Gece

* Ey gönlüm, seni küçük utançtan ve kuytular erdeminden arıttım, seni güneşin önünde çıplak durmaya kandırdım.. Böyle Buyurdu Zerdüşt ‘Büyük Özlem Üstüne’ Nietzche…

* Halka dediğin dönmez ise kendini yer bitirir..

* Hani halkanın ucunda/kavuşacaktım sana/ hani bir iken ayrı düşmüştük/ ve çok iken bir olacaktık sonunda/ çoktan razı idim oysa/ razı idim gecenin matemine/ karanlığa fırsat bilene/ ve korkaklığıma/ ve karabasanlarıma/ oyun oynar gibi yaşar giderdim/ kuş avlardım/ kuşları deli gibi kıskanırsım ya / bırakmadın/ bırakmadın ki kendimden kaçayım/ koyvermedin/koyvermedin ki sürsün bu devran

* Döndü halka/ döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/tuttu toprağı kucakladı/eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atıldım/köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan / ben oldum

* Balçıktan çıktım ben/ balçıktan yoğurdum kendimi/ içerdeki dışa taştı/ dıştaki, içe çekildi/ görünen görünmeyene sataştı/ görünmeyen görünene diş biledi/ siyah halka/ sarı halka ile yer değiştirdi/ çekildim bir köşeye/ sessiz sedasız/ baktım olan bitene/ seni gördüm kaderimde/ ebrunun halkalarını saydım/tastamam dört etti/ isminin yanına beni de kazı dedim/ boyalar isyan etti..

* Bir de Baktım ki/ ben ben değilim artık/ suretim başka bir suret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/kusur ettim/affola…

* İsimler ki büylüdür, sade büyülü mü,isimler hem de büyücüdür..ak

Elif Şafak..

Share/Save/Bookmark

Goran Bregović- Death (Emir Kusturica-Arizona Dream 1993)



"Küçük bir kızken hep evin tepesinde uçmak isterdim.Geceleri gözlerimi kapatıp çatıda olduğumu ve annemle babamı yatakta seyrettiğimi hayal ederdim. Sonra çatıdan sıçrayıp...uçardım...Bütün komşular uyurken ben havada süzülerek camlarından içeriye bakardım.Uçardım ve...ağaçlarda dinlenirdim.Yapabileceğimi biliyordum ama onlara hiç söylemedim.Birileri bir kez öğrenince...seni düşürebilirler...." Elaine Stalker (Faye Dunaway)Arizona Dream 1993 Emir Kusturica

Beğenip beğenmeme kaygısına geciken bir teşekkür... Teşekkürler hayatım...

Yürüyor mu, yürümeyi mi düşünüyor (Yitikmavi)*
Düşünmesi daha mı sonra koyuluyor yola
Nereye gidecek ama, nereye varacak sanki
Yoksa bir oyun tadı mı buluyor bunda
Oyundan atılmaktan korkmayan bir oyuncu gibi
Boş vermiş de sanki oyunun kurallarına
Üstelik son bölümde, perdenin kapanmasına
Azıcık vakit kalmış
Ya da vakit var daha. Ama ne çıkar
Gövdenin yazgıya başkaldırması mı
(Yitikmavi'nin)*
Başkaldırması mı yoksa?

Vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı
Vaktinde anlamanın sevinci mi
Ya da biraz geç kalmanın
O gereksiz tedirginliği mi
Hangisi?

Edip Cansever Acaba Şiirinden bir kesit...

**Orijinali (Ruhi Bey)

Share/Save/Bookmark

Karışık Saptamalar "Vermischte Bemerkungen"...


Salvador Dali - The Hallucinogenic Toreador, c.1970

"İmgelem, geleceğin dünyasını ya yükseklere çıkarır, ya derinlere yerleştirir, ya da bizimle bağıntılı olarak bir ruh göçüne sürükler. Uzayda yolculukların düşünü kurarız - oysa uzay, bizim içimizde değil mi? Ruhumuzun derinliklerini tanımıyoruz - Gizemli olan, yolunu iç dünyamıza doğru sürdürmekte. Sonsuzluk, bütün dünyalarıyla, geçmişle ve gelecekle, sadece içimizdedir, başka hiçbir yerde değildir. Dış dünya, sadece bir gölgeler dünyasıdır - gölgelerini ışığın dünyasına yansıtır. Şimdi içimiz, bize doğal olarak çok karanlık, yalnız, biçimden yoksun görünüyor - Ama bu kararma geçtiğinde, ve gölge cisim kayıp gittiğinde, bize ne kadar farklı gelecek - O zaman her zamankinden çok daha fazla haz alacağız, çünkü ruhumuz yokluk çekti. "1




"Günlük yaşamımız, bir sürü koruyucu ve sürekli yinelenen eylemden ibarettir. Alışkanlıklardan oluşma bu çember, yalnızca asıl araca, yani yeryüzü yaşamımıza ulaşmaya yarayan bir alt-araçtır - burada sözü edilen yeryüzü yaşamı da varoluşun pek çok biçimlerinden meydana gelen bir karışımdır.

Gözlerinde at gözlüğü bulunanlar, sadece günlük denilebilecek bir yaşam sürdürebilirler. Onlar için tek amaç, göründüğü kadarıyla yeryüzü yaşamıdır. Her şeyi bu yeryüzü yaşamı uğruna yaparlar. Bunların arasına şiiri sadece bir tür gereklilik gibi karıştırırlar, çünkü günlük yaşam akışlarının belli kesilmelerine de alışkındırlar ... "2

1 Novalis, agy., No. 17.

2 Novalis: Vermischte Bemerkungen, No. 76.


Novalis/Geceye Övgüler...

Share/Save/Bookmark