Bir gün Zerdüşt, hava sıcak olduğu için kolları yüzünde, uyuyakalmıştı bir incir ağacının altında... Derken bir engerek geldi ve boynundan soktu, öyle ki Zerdüşt ağrıdan bağırdı... Kolunu yüzünden çekince, yılını gördü; ve yılan tanıdı gözlerini Zerdüşt!ün... Beceriksizce kıvrılıp kaçmıya yeltendi...
- "Olmaz" dedi Zerdüşt... "Daha teşekkürümü almadın ki!... Beni vaktinde uyandırmış oldun, yolum daha uzun..."
-"Yolun kısa..." dedi engerek üzgün üzgün..."Benim ağım öldürücüdür..."
Zerdüşt gülümsedi...
"Ejderin yılan ağısından öldüğü nerde görülmüş?..." dedi.. "Geri al şu ağını!... Sen bunu bana armağan edecek kadar zengin değilsin..."
O zaman yılan yine sarıldı Zerdüşt'ün boynuna, yarasını yaladı...
Zerdüşt birgün bunu öğrencilerine anlatınca, onlar sordular : "Peki bu öyküden alınacak ahlak dersi nedir, ey Zerdüşt?..." Zerdüşt de şöyle cevap verdi:
Ahlak yıkıcısı, derler bana iyilerle doğrular: Benim öyküm ahlaka aykırıdır...
Ama, düşmanınız olursa, kötülüğüne iyilikle karşılık vermeyin: onu utandırır da ondan... Yalnız, size iyilik ettiğini gösterin ona...
Ve utandırmaktansa, kızın!... Ve size sövüldüğünde, sizin de övmiye kalkışmanız hoşuma gitmez... Biraz da siz sövün!...
Ve size büyük bir haksızlık edilecek olursa, siz de buna beş küçük haksızlık ekleyin... Korkunçtur haksızlığa yalnız katlananı seyretmek...
Bunu biliyor muydunuz?... Bölüşülen haksızlık, yarım haktır... Ve buna katlanabilen, kendisi yüklenmeli haksızlığı!...
Küçük bir öç, hiç öç almamaktan daha insancadır... Ve ceza, saldırgan için aynı zamanda bir hak ve şeref olmazsa, cezanız eksik olsun!...
Kendini haksız çıkarmak, hak istemekten daha soyluca bir iştir, hele kişi haklıysa...Yalnız kişi, bunu yapacak kadar zengin olmalı...
Sizin soğuk doğruluğunuzu istemem; yargıçlarınızın gözünden cellat ve cellatın soğuk kılıcı bakar hep...
Söyleyin, gören gözlü sevgi olan doğruluğu nerde bulmalı?...
Öyleyse, yalnız cezaya değil, bütün suça da katlanan sevgiyi yaratın bana!...
Şunu da işitmek ister misiniz?... Tepeden tırnağa doğru olmak isteyen için, yalan bile insanseverlik olur...
Fakat nasıl tepeden tırnağa doğru olabilirim ki!... Nasıl herkesin hakkını verebilirim ki!... Şu bana yetsin : Herkese kendi hakkımı veririm...
En son kardeşlerim, yalnıza haksızlık etmekten sakının... Yalnız nasıl unutur!... Acısını nasıl çıkarır!...
Bir derin kuyuya benzer yalnız... Taş atmak kolaydır içine: Ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana kim çıkarabilir?...
Yalnızı incitmekten sakının!... Ama incitecek olursanız, eh, artık öldürün de!...
Böyle buyurdu Zerdüşt...
F.Nietzsche...
- "Olmaz" dedi Zerdüşt... "Daha teşekkürümü almadın ki!... Beni vaktinde uyandırmış oldun, yolum daha uzun..."
-"Yolun kısa..." dedi engerek üzgün üzgün..."Benim ağım öldürücüdür..."
Zerdüşt gülümsedi...
"Ejderin yılan ağısından öldüğü nerde görülmüş?..." dedi.. "Geri al şu ağını!... Sen bunu bana armağan edecek kadar zengin değilsin..."
O zaman yılan yine sarıldı Zerdüşt'ün boynuna, yarasını yaladı...
Zerdüşt birgün bunu öğrencilerine anlatınca, onlar sordular : "Peki bu öyküden alınacak ahlak dersi nedir, ey Zerdüşt?..." Zerdüşt de şöyle cevap verdi:
Ahlak yıkıcısı, derler bana iyilerle doğrular: Benim öyküm ahlaka aykırıdır...
Ama, düşmanınız olursa, kötülüğüne iyilikle karşılık vermeyin: onu utandırır da ondan... Yalnız, size iyilik ettiğini gösterin ona...
Ve utandırmaktansa, kızın!... Ve size sövüldüğünde, sizin de övmiye kalkışmanız hoşuma gitmez... Biraz da siz sövün!...
Ve size büyük bir haksızlık edilecek olursa, siz de buna beş küçük haksızlık ekleyin... Korkunçtur haksızlığa yalnız katlananı seyretmek...
Bunu biliyor muydunuz?... Bölüşülen haksızlık, yarım haktır... Ve buna katlanabilen, kendisi yüklenmeli haksızlığı!...
Küçük bir öç, hiç öç almamaktan daha insancadır... Ve ceza, saldırgan için aynı zamanda bir hak ve şeref olmazsa, cezanız eksik olsun!...
Kendini haksız çıkarmak, hak istemekten daha soyluca bir iştir, hele kişi haklıysa...Yalnız kişi, bunu yapacak kadar zengin olmalı...
Sizin soğuk doğruluğunuzu istemem; yargıçlarınızın gözünden cellat ve cellatın soğuk kılıcı bakar hep...
Söyleyin, gören gözlü sevgi olan doğruluğu nerde bulmalı?...
Öyleyse, yalnız cezaya değil, bütün suça da katlanan sevgiyi yaratın bana!...
Şunu da işitmek ister misiniz?... Tepeden tırnağa doğru olmak isteyen için, yalan bile insanseverlik olur...
Fakat nasıl tepeden tırnağa doğru olabilirim ki!... Nasıl herkesin hakkını verebilirim ki!... Şu bana yetsin : Herkese kendi hakkımı veririm...
En son kardeşlerim, yalnıza haksızlık etmekten sakının... Yalnız nasıl unutur!... Acısını nasıl çıkarır!...
Bir derin kuyuya benzer yalnız... Taş atmak kolaydır içine: Ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana kim çıkarabilir?...
Yalnızı incitmekten sakının!... Ama incitecek olursanız, eh, artık öldürün de!...
Böyle buyurdu Zerdüşt...
F.Nietzsche...