Yalandır kısalığı yaşamın... Ve özellikle insan dediğimiz şey, inançlı bir insan soyunun parçasıysa... Edip Cansever ...

Önemli olan Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı’da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir… Hakan Günday

Erdem Kürsüleri Üstüne...

Uyku ve erdem üstüne pek güzel konuşan bir bilgeyi övdüler Zerdüşt'e... Kendisi bu yüzden çok saygı görür, el üstünde tutulurmuş, bütün gençler de kürsüsünün önünde otururlarmış...Ona gitti Zerdüşt ve bütün gençlerle birlikte, kürsüsünün önüne oturdu...Ve şöyle buyurdu bilge:

Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında!...İşin başı budur!...Ve kötü uyuyanların ve geceleri uyanık duranların yolundan çekilin...

Hırsız dahi utanç duyar uykunun karşısında...Hep geceleyin sessizce çalar...Utanmaz ama gece bekçisi, utanmadan taşır düdüğünü...

Öyle kolay bir sanat değildir uyumak...Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerekir...

Günde on kez altetmelisin kendini..Bu iyi bir yorgunluk verir ve canın afyonudur.

On kez yine barışmalısın kendinle...Çünkü altetme acıdır ve kötü uyur barışmayan...

On gerçek bulmalısın günde, yoksa gece de ararsın gerçeği ve canın aç kalır...

On kez gülmelisin günde ve sevinmelisin...Yoksa miden, o dert babası gece, seni tedirgin eder...

Bunu bilen azdır...İyi uyumak için kişi de bütün erdemlerin bulunması gerekir... Yalan yere tanıklık mı edeceğim? Zina mı edeceğim?

Komşumun hizmetçisine göz mü dikeceğim? Bütün bunlar uykuya iyi gelmez...

Ve kişide bütün erdemler olsa bile, bilinmesi gereken birşey daha vardır... Erdemlerin kendilerini de tam vaktinde uykuya yollamak...

Birbirleriyle çekişmesinler diye bu hanım hanımcık dişiler! Senin yüzünden ey mutsuz kişi!

Tanrıyla ve komşuyla barış...Bunu ister iyi uyku...Ve komşunun şeytanıyla dahi barış!...Yoksa geceleri tebelleş olur sana...

Yetkililere saygı ve boyun eğiş, çarpık yetkililere dahi!...Böyle ister iyi uyku... Çarpık bacaklar üstünde yürümek istiyorsa güç, benim elimden ne gelir?

Her kim koyununu en yeşil otlağa götürürse, ben ona her zaman en iyi çoban derim...Bu bağdaşır iyi uykuyla....

Ne çok şerefim olsun isterim, ne de çok hazinem...Bunlar safra kabartırlar.. Ama iyi bir adın ve küçük bir hazinen olmazsa iyi uyunmaz...

Bence küçük bir topluluk kötü bir topluluktan yeğdir...Tam vaktinde gelip gitsinlerde...Bu bağdaşır iyi uykuyla...

Çok hoşuma gider ruh yoksulları da...Bunlar uykuyu ilerletirler...Mutludurlar, hele kendilerine her zaman hak verilirse...

Böyle geçer erdemlilerin günü...Gece olunca uykuyu çağırmaktan sakınırım!... Çağrılmak istemez o, uyku, erdemler hakanı!...

Ama gündüzün ne yaptığımı ve ne düşündüğümü düşünürüm... Böyle inek gibi sabırlı, geviş getirirken kendime sorarım...Senin on yengin nelerdi?...

Ve gönlümü gönendiren on barışma ve on gerçek ve on gülüş nelerdi?...

Ben bunları düşünür, kırk düşüncenin beşiğinde sallanırken, birden bastırır beni uyku, o çağrılmayan erdemliler hakanı!...

Uyku gözlerime vurur.Onlarda ağırlaşırlar..Uyku ağzıma dokunur...O da aç kalır..

Doğrusu, yumuşak tabanlar üzre gelir bana hırsızların en sevgilisi ve düşüncelerimi çalar...Şu kürsü gibi aptal, kalakalırım ben de...

Ama fazla kalmam böyle...Artık yatarım...

Zerdüşt bilgenin bu dediklerini işitince için için güldü...Çünkü içine bir ışık doğmuştu...Ve şöyle dedi gönlüne....

Bence soytarının biri, bu kırk düşünceli bilge...Ama uyumayı iyi biliyor sanırım...

Ne mutlu bu bilgeye yakın duranlara!...Böylesi uyku bulaşıdır, kalın bir duvardan bile geçer...

Kürsüsünde dahi büyü var...Gençlerin, bu erdem vaizinin önünde oturmaları boşuna değilmiş...

Onun bilgeliği şu : İyi uyumak için, uyanık durmak...Gerçek, hyatın anlamı olsaydı ve ben anlamsızı seçmek zorunda kalsaydım, bence de en seçilesi anlamsızlık olurdu bu...

Eskiden erdem öğreticileri aranırken, en çok neyin arandığını iyice anlıyorum şimdi...İyi uykuydu aranan ve afyon erdemler, bu uyku için!...

Bütün bu övülmüş kürsü bilgelerinin bilgeliği düşsüz uykuydu... Onlar hayat için daha üstün bir anlam tanımazlardı...

Bugün de bu erdem vaizi gibi olanlar var, her zaman bu kadar dürüst de değiller...Ama onların çağı geçti...Daha fazla ayakta kalmazlar artık...İşte yatmışlar bile....

Mutludur bu uykulu kişiler: çünkü çok geçmeden dalacaklardır...

Böyle buyurdu Zerdüşt...

Friedrich Nietzsche...

Share/Save/Bookmark