Yalandır kısalığı yaşamın... Ve özellikle insan dediğimiz şey, inançlı bir insan soyunun parçasıysa... Edip Cansever ...

Önemli olan Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, Tanrı’da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden Tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir… Hakan Günday

İki Sinek...

Öfkeli hayat parçacıklarıdır
Sinekler;
Neden bu öfke ?
Sanki daha fazlasını istiyorlar,
Öfkeleri sinek olmalarına
Sanki;
Benim suçum değil;
Onlarla birlikte büromda oturuyorum
Ve sataşıp duruyorlar bana
Istıraplarında;
Bir yerlerde unutulmuş
Sahipsiz ruh parçacıkları gibiler;
Gazeteyi okumaya çalışıyorum
Ama rahat vermiyorlar;
Biri beynime sefil bir gürültü yollayarak
Tavana yakın yükseklikte
Yarım çember çiziyor;
Diğeri, küçük olan,
Yakın durup elime takılıyor,
Bir şey söylemeden,
Yükseliyor alçalıyor.
Sokuluyor;hangi Allahın cezası musallat etti
Bu zavallı şeyleri başıma ?
İmparatorluğun diktatörlüğü altında
Ezilen adamlar var bu dünyada,
Trajik aşklar var…
Ben sineklerden çekiyorum…

Küçük olana elimi sallıyorum,
Meydan okuma dürtüsünü güçlendirmekten
Başka işe yaramıyor;
Daha hızlı dönüyor,
daha yakın vızıldıyor hatta,
Ve bu yeni dönüşü hisseden yukardaki de heyecanla
Dönüş hızını arttırıp sesli bir pike çekiyor ve
ikisi birlikte elimin etrafında dönüp
arada sırada masa lambasının ayağına çarpıyorlar ve
içimde erkeksi bir şey bu kutsalsızlığa
daha fazla tahammül edemiyor
ve gazeteyi rulo yapıp
çakıyorum-
ıska !
bir daha çakıyorum,
anlaşmazlığa düşüp ayrılıyorlar,
iletişim kopukluğu,
büyüğünü haklıyorum
önce,sırtüstü
düşüp
bacaklarını sallıyor
öfkeli bir orospu gibi,
bir kez daha indiriyorum gazeteyi
ve bir sinek – çirkinliği lekesi
artık;

ufaklık yüksek uçuyor şimdi,
sessiz ve çabuk,
gözle takip etmek
nerdeyse olanaksız;
elime hiç yaklaşmıyor artık;
ehlileşmiş ve ulaşılmaz;
rahat bırakıyorum,
o da beni rahat bırakıyor;
tabiî ki gazete berbat oldu;
ve bir şey oldu,
bir şey günümün içine etti,
bazen bir adam veya,
bir kadına ihtiyaç yoktur,
canlı bir şey yeterlidir.
oturup izliyorum ufaklığı;
havada ve varoluşta
birlikte örülmüşüz;
ikimiz için de çok geç.

Charles Bukowski/Sarhoş Çal Piyanoyu...

Share/Save/Bookmark